Aile hekimliği yönetmeliği 01.11.2024 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Bu yayımlanan yönetmelik ile Aile Hekimliğinde Görev yapan Çalışanlarımızın sorunları çözülmek bir tarafa katbekat artırılmıştır. Gerekli hukuki müracaatlar yapılmış, AHEF in çağrı ve organizasyonu ile 7000 civarında sağlık çalışanının katıldığı 19 Ekim 2024 tarihinde Ankara da miting düzenlenmiş, AHEF Sağlık Bakanı ile görüşmüş lakin yönetmeliğin yürürlüğe girmesi engellenememiştir.
Kanunlara ve mevzuatlara baktığımızda 1982 T.C. Anayasası'nda yapılan değişiklikle memurlar ve diğer kamu görevlilerine toplu sözleşme yapma hakkı getirilmiştir. Bu çerçevede 4688 sayılı Kanun'da da gerekli değişiklikler yapılarak toplu sözleşmenin esas ve usulleri belirlenmiştir.
Bu bağlamda, T.C Anayasası'nın 53'üncü maddesinde memur/sözleşmeli kamu personeli için toplu sözleşme hakkı düzenlenmiş iş bırakma (grev hakkı ) ise 54'üncü maddede sadece işçiler için düzenlenmiştir. Bu çerçevede memur/sözleşmeli kamu personeli için, ayrıca anayasal düzenleme gerekmektedir.Bu zamana kadar da yetkili sendika ve ortakları bununla ilgili bir çalışma yapmayıp sendikal barajlarla 4688 sayılı kanunu kendi lehlerine çevirmek için daha çok uğraşmışlardır.
Diğer yandan, 657 sayılı Kanun'un 125/E-a maddesinde; ideolojik veya siyasi amaçlarla kurumların huzur, sükun ve çalışma düzenini bozmak, boykot, işgal, kamu hizmetlerinin yürütülmesini engelleme, işi yavaşlatma ve iş bırakma ( grev) gibi eylemlere uzun süre katılmak veya bu amaçlarla toplu olarak göreve gelmemek, bunları tahrik ve teşvik etmek veya yardımda bulunmanın memuriyetten çıkarma cezası ile cezalandırılacağı hükme bağlanmıştır.
657 sayılı Kanun'da yer alan bu açık hüküm karşısında memurları/sözleşmeli kamu personelini ideolojik amaçlarla iş bırakmaya (grev yapmaya) davet etmenin tehlikeli bir girişim olacağı hukuk birimimiz tarafından iletilmiştir. Bu kadar büyük bir kitleye ceza verilemeyeceğinin düşünülmesi ise doğru bir yaklaşım olmayacak ayrıca Danıştay'ın bu konuyla ilgili verilen kararlarında ise içtihat birliği bulunmamaktadır. Memurların/sözleşmeli kamu personelinin hukuka aykırı hareket etmesi doğru değildir.
Sivil Toplum Kuruluşlarının asli görevleri üyelerinin hak ve menfaatlerini yasal çerçevelerde korumaktır. Biz sizlerin hakkını savunmak, hukuki destek vermek için her daim onurla mücadele ederek devam edeceğiz.
SAHİM-SEN yönetim kurulu olarak mevzuat hükümlerinin izin verdiği şekliyle hareket etmenin en dogru yöntem olduğunu düşünmekle birlikte, sağlık sisteminin kaliteli ve verimli bir şekilde sürdürülebilirliğine engel teşkil eden durumlara ilişkin seslerin duyulmaması, çözüm üretilmesi yerine çözümsüzlüğe doğru adımların atılması sonucunda başkaca çarenin bırakılmadığını düşünüyor ve önceki dönemlerde iş bırakma kararı alan yetkili ve ortağı sendikalarin yaptırımlara maruz kalmadığıni göz önüne alarak sendikal ayrımcılığa gidilmeyecegini ümit ediyoruz. Bu nedenle her ne kadar mevzuat hükümleri iş bırakma hususuna engel teşkil etmekteyse de; aile hekimliği çalışanları üyelerimizin talebi, önceki dönemlerde çoğu kamu konfederasyonu ve çoğu kamu sendikalarının iş bırakma eylemi sonucunda üyelerinin zarar görmemesi, yaşanan sorunların düzeltilmesine ilişkin yetkililerle görüşmelerin ve yazışmaların dikkate alınmaması, sağlık sistemimizin kaliteli ve verimli bir şekilde sürdürülebilirliğine engel hususların yetkililerce dikkate alınabilmesinin sağlanması için son çare olması, sendikal bir zeminde gerçekleştirilmesi planlanan eylem kararının engellenmeye çalışılmasının veya cezai yaptırımla karşılaşılmasının sendikal faaliyetleri engellemek anlamına geleceği ve bunun da suç olduğu hususlarının birlikte değerlendirilmesiyle, hayati tehlikeye neden olunmayacak sekilde iş bırakma eylemi yapma kararı aldık. Ancak, iş bırakma kararı alınmadan önce; iş bırakmaya engel teşkil eden ilgili mevzuat hükümlerini, siz değerli üyelerimizin karşılaşabileceği yaptırımları bir kez daha hatırlatmak istedik. Kısacası; hem olası yaptırımlara uğrama karşısında üyelerimizin bilinçli davranması, hem de olası yaptırımlar karşısında ilgili bakanlıklara sendikal ayrımcılık yapıldığını vurgulama imkanını ve sunacağımız çözüm yollarının dikkate alınmasını talep ediyoruz.
Bu hususlar gözönüne alınarak hukuk çerçevesinde mücadelemize devam edeceğiz.Hukuki destek ise üyelerimize her daim hukuk servisimiz tarafından verilecektir.